Doğadaki tüm canlılar üzerine düşen görevi en mükemmel şekilde yerine getirir. Ne bir fazla, ne de bir eksik yapar. Sadece mesul olduğu işi yapar ve durmasını bilir. İnsanoğlu öyle bir canlıdır ki, ne görevini yapar ne de yaptığında durmasını bilir. Hep bir şeyler daha yapma, daha fazlasını elde etme çabasındadır. Sürekli bir şeyleri ister, elde eder ancak mutlu olmayı başaramaz. Çünkü doymayı bilmediğinden hırslarının kurbanı olur. İnsanoğlunun unuttuğu bir şey vardır. “Hiçbir zaman orası buradan daha iyi değildir.” Hep istek hep arzu ve daha fazlası olsun çabası.
Liseyi bitirir üniversiteye girmeyi arzular, liseyi bitirdiğimize sevinemeden üniversiteyi bitirmenin telaşına düşeriz. Üniversiteyi bitirmek üzere olduğumuzda bırakın sevinç duymayı okul sonrası ne yapacağımızın telaşı yine yakalar bizi. Sonra işe girmenin, iş sonrası kariyer yapmanın daha sonrasında evlilik, çocuklar, ev, araba, yazlık, kışlık… Derken hayat biter biz içinde bulunduğumuz telaş, korku, kaygı ve endişe ile yaşamaya devam ederiz. Aklımız tam manasıyla başımıza geldiğinde ise yolun sonuna az kalmış olmanın telaşı sarar. Çocukluğumuz itibariyle birçoğumuzda orayı arzulama durumu vardır. Oraya ulaştığımızda mutlu olacağımızı sanır; ancak ulaştığımızda başka bir yeri arzulamaya başlarız. Orası dediğimiz yerler ne yazık ki bitmek bilmez ve dün orası olan yer, bugün burası olmasına rağmen biz burada da orayı arzular ve bir kısır döngü içinde dolanır dururuz. En iyisi mi orayı arzulamak yerine burada mutlu olmayı başaralım. Burada mutlu olamayan biri asla ama asla orada da mutlu olamayacaktır. Önemli olan tek şey; burada mutluluğu yaşayabilmektir.
Sağlıklı Yaşam Koçu Fırat ÇAKIR